Web sitesi içeriği ile çalışmalar yapan ve içerik üreten herkes tarafından en çok merak edilen, araştırılan ve tartışmalara konu olan bir soru: SEO İçin İdeal İçerik uzunluğu ne kadar olmalı? Bu sorunun cevabı, bir kaç cümle ile açıklanacak kadar basit değil.
Öncelikle makaleleriniz veya blog yazılarınızı hazırlarken dikkat edilmesi gereken birçok değişken vardır. İdeal uzunluğun ne olduğuna karar verirken dikkate alınması gereken bulunan pek çok faktör arasından en önemli iki faktör şunlardır:
- Hedef kitleniz kimdir?
- Yayınlarınız okuyuculardan reaksiyon alacak başarılı bir şekilde hazırlamak için ne kadar zamana ihtiyaç duyuyor?
Kolay tüketilebilen kısa içeriklerin kullanıcılar için en iyi olduğunu düşünmek çoğu zaman doğru bir düşünce olarak ön plana çıkar. Kısa içerikleri okumak daha kolay ve çok daha hızlıdır. İnsanlar bilgisayar ekranında uzun süre aynı şeylere bakarak zaman kaybetmek istemezler. Zaten her nesilde dikkatlerin daha da kısaldığını biliyoruz. Fakat bu daha kısalan makaleler, daha iyi bir kullanıcı deneyimi ve dolayısıyla arama sonuçlarında daha iyi bir organik sıralama anlamına mı geliyor? Hayır muhtemelen bu anlama gelmiyor.
Yeni Başlayanların Bilmesi Gereken En Önemli 30 Google Sıralaması Faktörü
Yazı İçeriği
SEO İçin İdeal İçerik uzunluğu
Google’ın arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer alabilmek için yüzlerce sıralama faktörü vardır. Google’ın önem verdiği kullanıcı deneyimini göz önüne alırsak bir kaç önemli faktör bu sıralama faktörleri en azından kullanıcı deneyiminden etkilenir diyebiliriz. Ancak SEO söz konusu olduğunda makale uzunluğu tam olarak ne kadar önemlidir? Bir blog yayınının yalnızca arama sonuçlarında üst sırada olması değil, iyi performans göstermesi ve kullanıcıyı gerçekten tatmin etmesi için ideal uzunluğu nedir?
İstatistikler Yalan Söylemez
İstatistikler analiz etmeniz için oldukça iyi bir başlangıç noktası sağlarlar ancak hepimiz bazen manipüle edilebileceğini biliyoruz. Yani kısa yoldan ifade etmek gerekirse uzunluktan bağımsız olarak, her zaman iyi içerik ve her zaman kötü içerik olacak.
Yukarıda sayılanlar gibi yüzlerce veya binlerce sayfanın içeriğini inceleyen arama motoru botları, muhtemelen hangi içeriğin gerçekten iyi olduğunu veya gerçekten kötü ya da vasat olduğunu makale uzunluğundan bağımsız olarak bu içeriğin ne kadar iyi ya da kötü olduğunu analiz ediyor. Daha kısa içeriklerin insanların okuması için daha kolay ve hızlı olduğuna itiraz edemeyiz ancak bu tek cümlelik cevap, bir kullanıcının aradığı soruyu / sorguyu tatmin ediyor mu? Elbette, bazı sorular tek bir kelime ile yanıtlanabilir, ancak bu genellikle kaliteli içerik değildir. Açıklama veya kaynak sağlamayan tek cümlelik kısa cevapların Google tarafında içeriğin yüksek kaliteli, eğitici ve nitelikli olarak ayırt etmek için yeterli olmadığını bilinir.
Elbette, yararlı sayılan ve Google’da bulunan ve aynı zamanda sıfırıncı sıra (Position Zero) olarak da adlandırılan featured snippet alanını alabilecek tek cümlelik cevaplar vardır. Google, konu ne olursa olsun, otoritelere ait maddeyi, kanıtları ve gerçekleri ister. Sıfırıncı sırada yer alabilmenin püf noktalarından biri daha uzun içeriklerdir ve genellikle sıfırıncı sırada yer alabilmek için dikkate alındığı gözlemlenmiştir. Uzun içeriğin organik aramada kısa içeriğe göre daha iyi yer almasının en büyük nedeni budur.
2016 çalışmasına göre, arama sonuçlarında ilk sayfa sonuçları için ortalama içerik uzunluğu yaklaşık 1.900 kelime. Bu, çoğu yazarın veya web yöneticisinin ideal olduğunu düşündüğü 200 veya 500 kelimelik blog yayınlarından çok daha uzun. Sorgulamaya bağlı olarak, arama sonuçları sayfasında ilk sayfada yer alan arama sonuçları, blog stili içerikle dolu olmayabilir. Bununla birlikte kullanıcılar ve Google tarafından kaynak olarak kabul edilen içerik, kesinlikle, iyi bir şekilde tasarlanmış tatmin edici bir blog içeriğine sahip olabilir.
Hedef Kitlenizi Seçin: Kişiler, Karakter ve Anahtar Kelimeler
Tüm iyi içeriklerin sahip olduğu gibi bir hedefe sahip olmanız gerekir. Hedef kitlenizi incelemelisiniz. İçeriğinizi kim arıyor ve hazırladığınız yazıyı kim tüketecek? Ayrıca, o kişinin niyetiyle ilgili de öngörüde bulunmanız gerekiyor. Temel düzeyde bilgi mi arıyorlar yoksa şu anda mümkün olduğunca az tıklama ile bir şey satın almaya mı çalışıyorlar? İçeriğiniz o kişiyi ve farklı kullanıcı amaçlarını yansıtacaktır.
İdeal olarak, iyi bir içerik hazırlanmadan önce haritalandırılır. Web sitenizin / işletmenizin hedeflerini ve yayınladığınız içeriği aramak isteyen kullanıcıların hedefleriyle birleştirmelidir. İçerik, kullanıcının arama sorgusunu hatta arama sorgularını karşılamalıdır. Böylece, içerik kullanıcıyı tatmin etme ihtimali yükselir. Belki de en önemlisi, bir web sitesinde, belirli bir konu için farklı kullanıcılar için aranılan verilerin çeşitli aşamalarını karşılayan benzer içerikler olabilir. Bu beklenmedik bir durum değil.
İçerikte Sadece Yazıya Odaklanmayın
Kaliteli içerik sadece yazılmış kelimelerinden çok daha fazlasıdır. En iyi içerik, kapsamlı bir araştırmayı ve önemli konularda yazmayı kullanıcının ilgisiyle (arama sorgusuyla) birleştirmeyi başarmış içeriklerdir. İyi bir videoya bile, videoyu açıklayan iyi yazılmış bir metin, içeriğin kavramına ve hedeflerine ve içeriğin kullanıcılara daha iyi yardımcı olması için içeriği geliştirebilecek diğer kaynaklar eşlik etmelidir.
İçerik stratejistlerinin nihai hedefi en uygun bilgiyi, en uygun biçimde, doğru platformda sunmaktır. Bazı içerikler yazılı halde algılanması daha kolaydır. Ancak diğer pek çok içerik görselliği arttıracak görüntü veya videoya ihtiyaç duyuyor. Bazen, ses dosyaları en iyi zengin medya türü bile olabiliyor. Görsel veya sesli içerik kullandığınızda, sayfada yer alan her şeyi görebilmeniz ve kullanıcıların içeriğinizi bulmasına yardımcı olacak yazılı içeriklerle birlikte harmanladığınızdan emin olmalısınız.
Özet
İçeriğiniz birçok şekilde olabilir ve farklı şekillerde keşfedilebilir ve tüketilebilir. Bir makalede 2.000 kelime yazmak asıl amacınız olmamalıdır, çünkü organik arama sonuçlarında iyi bir sıralama için “mükemmel uzunluk” gibi görünüyor.
SEO İçin İdeal İçerik uzunluğu kelime sayısı olarak ulaşamamaktan endişe ediyorsanız, olaya kendinizi vermiyor temel noktayı tamamen kaçırıyorsunuz demektir. Amacınız, hedef kitlenizin amaçlarıyla eşleşen içeriğin en iyi, en kullanışlı (ve optimize edilmiş) sürümünü sağlamak olmalıdır. Kitleniz bunu takdir edecek ve web sitesi analizlerinize bunu yansıtacaktır.
KAYNAK: Search Engine Journal
